23 Eylül 2017 Cumartesi

Su İçmek İçin Susamayı Beklemeyin!

Giresun Üniversitesi (GRÜ) Tıp Fakültesi Yürek ve Damar Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, insanların genel olarak suyu susadığı anda içtiğini söyledi. Bunun çok yanlış olduğunu dile getiren Küçükarslan, “Susamayı beklemeden akıcı gıdalarla gün içerisinde kendimizi destek etmemiz gerekir. İnsan vücudunun çok önemli bir kısmını su oluşturur” dedi.



Özellikle hastalığı olan yaşlılarda yüzde 5’ten pozitif su kaybının yaşamsal tehditlere yol açabilecek sorunlara niçin olabileceğini ifade eden Küçükarslan, şöyle konuştu:
“Ihtiyar insanlardaki susuzluk merkezinin reseptörlerinde susuzluk hisleri daha geç ortaya çıkmaktadır veya bu kişiler susama hissetmemektedirler, böylece sıvı kaybına çok daha maruz kalınmakta ve yaşamsal tehlikelerle sonuçlanabilecek durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum kendi zihinsel aktivitesindeki azalma dolayısıyla da olabilir. Hastalarda eğer bir böbrek fonksiyon bozukluğu, yaşla ilgili bir fonksiyon kaybı varsa bu küçük miktarlardaki sıvı dengesinde oynamalar kişinin ölümüne dek giden sonuçlara yol açabilir.”

“KALP KRİZİ YAŞANABİLİR”
Akıcı kaybının yürek krizine niçin olabileceğini bildiren Küçükarslan, “Her şeyden önemlisi sıvısı azalmış kan, yani yoğunluğu artmış kanın damardaki lezyonlu bölgelerde kalarak bazı yürek rahatsızlıklarına, iskemi dediğimiz bozukluklara yol açması fazla daha kolaylaşmaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Küçükarslan, yeni doğan bebeklerin cisim ağırlığının yüzde 92’sinin, çocuk yaşı ilerledikçe yüzde 75’inin, erişkin yaşa geldikçe yüzde 60-65 civarındaki kısmının sudan oluştuğunu açıklama etti.

Normal bir erişkinin günde iki buçuk litrelik bir sıvı atımı gerçekleştirirken iki buçuk litrelik de bir alım yapmak zorunda olduğunu gösteren Küçükarslan, şunları kaydetti:
“Bu alacağı değişken miktarını yediğimiz gıdalarla, su, nehir gibi içeceklerle sağlamakla birlikte atım da idrar yoluyla, terlemeyle ve solunumla gerçekleşmektedir. Yüksek rakımlara çıktığımızda solunumsal artış daha fazla olmaktadır normalde 300 mililitre dek dışarıya akışkan atarken daha yükseklere çıktıkça bu 500-600 mililitreye çıkmıştır. Bir kişinin kendi metabolizması için gerekli olandan bir istikrarsız tüketmesinde yürek sağlığı açısından bir problem yahut herhangi bir engel yoktur fakat bu aşırı bir su alımı biçiminde muhakkak olmamalıdır.”

0 yorum: